🐟 Can Could Be Able To Konu Anlatımı

5 Dolaylı anlatımda (reported speech) can yerine: He says he can drive. = He said he could drive. Araba kullanabildiğini söylüyor. = Araba kullanabildiğini söyledi. 6. Geçmişte gerçekleşmemiş ya da mümkün olamayan durumları anlatırken could have+past participle kullanılır: The supermarket was closed yesterday. EnglishGrammar - if only, I w Intermediate Grammar: How to u Wish kullanımı Wish clause I wish Konu anlatım İstek , dilek ingilizce If-Wish WISH, IF ONLY Davut Saydam Dilek cümleleri Wish + That - Noun Clause Wish / If Only Clauses I wish & If only (Wish Clauses) Wishes Wishes exercises Wishes exercises2 English Exercises: I WISH - IF Mustile Have to zaten aynı anlamda iki kelimedir. Türkçe mantıkla bakarsak fakat ile lakin ilişkisine eş değer kelimeler denilebilir. Nerede kullanacağını seçerken ise Türkçe karşılığı (-meli, -malı, zorunda, gerek) anlamına gelmektedir bu çerçevede değerlendirmeliyiz. İngilizce'de Be able to ve Can/Could yapılarını -e bilmek şeklinde beceri ve yeteneklerimizi ifade ederken veya yapmayı, yerine getirmeyi beceremediğimiz özel eylem ve durumlarda kullanıyoruz. Bu yayınımızda ayrı ayrı kullanımlarına göz atalım. In my German textbook, the authors use the verb wohnen when used in sentences when asking where you are from while in the books and documents I got from Germany the verb kommen is used. What do you as native speaker consider being the norm and most correct? Woher kommst du? Wo kommst du her? Wo wohnst du? Ich wohne in Stockholm, Stockholm liegt tobe able to: can-could = had the ability to: been able to : She could play the violin when she was three -was able to = managed to We were able to escape the fire Modals -Kipler- Türkçe Konu Anlatım. Kipler kendi başlarına anlamlı kelime değildirler. ? Do ve Have? gibi yardımcı fiil niteliğinde kullanılırlar. İngilizce?de kipler iki grupta incelenebilir. Can, could, may, might, shall, should, will, would, must, ought to, used to, need, dare bu gruptaki başlıcalarıdır. be able to, be 3XMX. Bazı modal’lar must, can, could, may, might, should, need, geçmişi anlatmak için modal + have + past participle şeklinde kullanılır. Bu tür modal’lara tek tek bakalım Must have done Geçmişle ilgili tahminlerde kullanılır. Burada must’ın anlamında “zorunluluk” değil, “tahmin” vardır. Bu yüzden “-mış olmalısın” diye çevrilmemelidir – I can’t find my keys. Anahtarlarımı bulamıyorum.– You must have left them in the office. İş yerinde unutmuşsundur./İş yerinde unuttun herhâlde. I feel terrible. Something I ate at the café must have made me sick. Kendimi kötü hissediyorum. Kafede yediğim bir şey bana dokundu galiba. You must have copied this essay from somewhere as you cannot write English this well. İngilizceyi bu kadar iyi yazamadığım için bu yazıyı başka bir yerden kopyalamışsındır./kopyaladın herhâlde. All the people around him must have deceived him. Etrafındaki bütün insanlar onu kandırmıştır./kandırdı herhâlde. He must have sold his old car because I saw him driving a new car. Eski arabasını satmış galiba, çünkü onu yeni bir araba kullanırken gördüğüm. Can have done Geçmişle ilgili “-mış olamazsın” ya da “yapmamışsındır” anlamında, olumsuz cümlelerde ve sorularda kullanılır – I think I saw Steve at a cafe yesterday. Dün Steve’i bir kafede gördüm galiba.– You can’t have seen him there. He has been out of town for a week. Onu orada görmüş olamazsın. Bir haftadır şehir dışında. He can’t have found the house because he was unfamiliar with the area. Bölgeye yabancı olduğu için evi bulmuş olamaz. She can’t have forgotten where the café was. Kafenin nerede olduğunu unutmuş olamaz.The fire can’t have been started on purpose. Yangın, kasıtlı çıkarılmış olamaz.He can’t have attended the meeting. Toplantıya katılmış olamaz. Could have done Geçmişte yapılamamış işleri anlatır You had a lot of spare time yesterday, so you could have gone fishing. Dün bir sürü boş vaktin vardı, bu yüzden balığa gidebilirdin. = ama gitmedin ya da gidemedin. I couldn’t have gone to the match because it had been cancelled. İptal edildiği için istesem de maça gidemezdim. It could have been a disaster, but fortunately my brother was driving slowly then. Bir facia olabilirdi ama Allah’tan kadeşim o sırada arabayı yavaş kullanıyordu. You could have saved some money by buying cheaper shoes instead of these expensive ones. Bu pahalı ayakkabılar yerine daha ucuz olanları alarak biraz tasarruf yapabilirdin. The airline company could have prevented the crash if it had taken necessary precautions. Gerekli önlemleri alsaydı havayolu şirketi kazayı önleyebilirdi. May/might have done Geçmişle ilgili olasılık anlatır – I can’t find my reading book. Okuma kitabımı bulamıyorum.– You may/might have left it in the classroom. Sınıfta unutmuş olabilirsin./Belki sınıfta unuttun. – Why did Max get a low grade on the last test? Max son testten neden düşük bir not aldı?– I don’t know. He may not/might not have studied properly. Bilmiyorum. Doğru dürüst çalışmamış olabilir./Belki doğru dürüst çalışmamıştır. – Why weren’t they allowed back into the club? Neden kulübe geri alınmadılar?– They may/might have violated the rules of the club again. Kulüp kurallarını yeniden ihlal etmiş olabilirler. She may/might have encountered difficulties adapting to a new environment. Yeni bir çevreye uyum sağlamada zorluklarla karşılamış olabilir.The fire may/might have resulted from a cigarette butt. Yangın, bir izmaritten çıkmış olabilir. Should have done & ought to have done Geçmişte yapılması ya da yapılmaması gereken işleri anlatırlar. İkisi de aynı anlama sahiptir. Burada, en çok kullanılan should have done için örnekler vereceğim You should have been nicer to your sister. Kız kardeşine daha nazik/daha düşünceli davranmalıydın/davranman gerekirdi. = ama öyle is no use complaining now. You should have considered the consequences before. Şimdi şikâyet etmenin bir yararı yok. Sonuçları önceden düşünmeliydin.You shouldn’t have told that dirty joke. O açık saçık şakayı yapmamalıydın.The footballer shouldn’t have signed the contract. Futbolcu, sözleşmeyi imzalamamalıydı.You shouldn’t have trusted that estate agent so much. O emlakçıya çok güvenmemeliydin. Needn’t have done Yapılması gerekmediği hâlde yapılmış eylemleri anlatır You needn’t have woken me up. I don’t have to go to school today. Beni uyandırmana gerek yoktu. Bugün okula gitmem gerekmiyor. = beni boşuna uyandırdın. You needn’t have cooked so much food. Nobody was hungry. Bu kadar çok yemek yapmana gerek yoktu. Kimse açıkmadı. = boşuna yapmışsın. I needn’t have packed all that sun cream. It rained every day. Bu kadar çok güneş kremi getirmeme gerek yokmuş. Her gün yağmur yağdı. = boşuna getirmişim. You needn’t have cleaned the windows. The cleaning woman will come today. Thank you anyway. Camları silmene gerek yoktu. Temizlikçi kadın bugün gelecek. Yine de teşekkürler. You needn’t have changed your money because they accept dollars in that country. O ülkede dolar kabul ettikleri için paranı bozdurmana gerek yoktu. Didn’t need to Geçmişte bir eylemi yapmaya gerek kalmadığını anlatır. İki yapıyı karşılaştıralım I needn’t have watered the flowers. Just after I finished, it began to rain. Çiçekleri sulamama gerek yokmuş. İşim bittikten sonra yağmur yağmaya başladı.It began to rain, so I didn’t need to water the flowers. Yağmur yağmaya başladı, bu yüzden çiçekleri sulamama gerek kalmadı. I didn’t need to wait for a long time to buy the tickets because there were only a few people in line. Kuyrukta sadece birkaç kişi olduğundan, biletleri almak için fazla beklememe gerek kalmadı. I didn’t need to work overtime because my colleague helped me, and we left the office at the usual hour. İş arkadaşım bana yardım ettiği için fazla mesai yapmama gerek kalmadı ve biz her zamanki saatte iş yerinden çıktık. SÖZLÜ. Aşağıdaki cümlelerin İngilizcesini söyleyin. Birden fazla cevap olabilir. Cevaplar için videoyu seyredin. 1. Kimliğini yanına almalıydın. 2. İtfaiye müdürüne göre, yangın depoda çıkmış olabilir. 3. Dün beni şehir merkezinde görmüş olamazsın, çünkü evdeydim. 4. Buraya gelmeden önce beni arayabilirdin. 5. Fazla mesai yaparak tüm yeni siparişleri karşılamışlardır. 6. Acele etmene gerek yoktu, çünkü toplantı zamanında başlamadı. 7. O evi almadan önce birkaç kişiye danışabilirdin. 8. George’u düğününe davet etmiştir herhâlde. 9. Hükûmet, muhalefetin desteği olmadan yasayı geçiremezdi. 10. Tatilde bu kadar giysi almana gerek yoktu. İngilizce Can Could May Might Konu Anlatımı - Konuşarak Öğren Genel olarak modal'lar can, could, may, might, must and should ve will Bu formda, modals ya da bazı phrasal modal'lar ile tek fark “be” ile “have been” Perfect Modal verbs + V3 - Could have, must have, should have, would have, It was in the past, and that we didn't do something we were supposed to do. Could Kullanımı. – Can 'in geçmiş halidir. I could play basketball when I was a child. Çocukken Modals Kipler Tablo Anlatımı-Can/Could/Will/Would/May/Might . İngiliz dillerinde yapılan iki farklı kullanım olan can veya could ve be-can ve could . Yurtdışı çıkış yasağı sorgulamaHisar umre fiyatları Can, could ve able to arasındaki fark ne? 115,605 views115K views. Jul 2, 2020. Can, Could, Be able to konu anlatımı videomda, can, could, be able to arasındaki farkları tahtaya zoomlu, sınırlı Nov 25, 2020 Can ile could arasındaki farklardan biri de, olayların gerçekleşme ihtimali üzerinedir. Can, bir olayın ihtimalinden bahsetmekteyken; could da Jun 21, 2020 You can play with Amy after you do your homework. Ödevini yaptıktan sonra Amy ile oynayabilirsin. Could I have some tea? Biraz çay alabilir Can, bir şeyi yapabildiğini veya bir yeteneğe sahip olduğunu belirtmek için kullanılan bir modal verb. Could ise “can” fiilinin geçmiş zaman can ve could arasındaki gramer farkları nelerdir? - İngilizce - Toefl Apr 20, 2021 Bugün, “Would you” ile başlayan isteklerle “Could you” ile başlayan istekler arasındaki farkı açıklayacağız. Örneğin Would you please close the Mar 29, 2014 Aşağıdaki cümleleri incelersek ne demek istediğim net bir şekilde anlaşılacaktır. I could swim when I was five.= I was able to swim when I was Can Could Kullanımı ve Konu Anlatımı İnteringilizce Blog“Can” şimdiki zamandaki yeteneği anlatırken, Apr 21, 2021 Ayrıca fark ettiyseniz speak fiili 's' takısı almadı. Modal verb'lerden sonraki fiilerde bu Modals Kipler Tablo Anlatımı-Can/Could/Will/Would/May/Might . İngiliz dillerinde yapılan iki farklı kullanım olan can veya could ve be-can ve could . Mar 29, 2014 Aşağıdaki cümleleri incelersek ne demek istediğim net bir şekilde anlaşılacaktır. I could swim when I was five.= I was able to swim when I was 1. "Would" WILL yerine, "Could" ise CAN yerine geçmiş zamanda kullanılır. 2. "Would" ile geçmişteki alışkanlıklarımızı, "Could" ile geçmişteki becerilerimizi Jun 3, 2020 Basitçe özetlemek gerekirse should, would ve could, birer İngilizce kelime olan “Shall”, “Will” ve “Can”in geçmiş zaman halleridir. Öncelikle ability yani yetenek açısından bakılırsa can ve could aynı anlama yetenek belirtirken geniş zamanda "I can swim. logo excel aktarım şablonubülent ersoy doğum günün bana geldiğin gündüraşık etme oyunuazametli mücerrep tılsımlarıaska surgun 11 bolumtrabzon havalimanı budget Tıbbi sekreterlik atamaSevgi sekilleri romantikAssassin s creed valhalla türkçe yama MUST, MAY, MIGHT, COULD zamanlara göre kullanımı - İNGİLİZCE ... Written by Beril Karaman. in. Genel. Bu yazımızda bu iki modal verb yardımcı fiiller/kipler Can ve Could modal verbleri kipleri kullanımı arasındaki farkı ve İngilizce cümle içinde nasıl Nov 8, 2018 Bu nedenle konu başlığımız ability yetenek. Öncelikle can'den başlayalım. Araz bulmacaArka sokaklar 101Antares sinema biletiCs go kasa düşürme taktiğiDsi toki satılık daire adanaCehennem meleklerinin isimleri Could in Second Conditional sentences COULD can be used instead of WOULD to make the hypothetical present or future more likely. If he trained every day, he could represent his country If I had a little more money, I could buy a car. Next activity See our grammar notes about the following Would Conditionals Zero Conditional First Conditional English-speaking is an adjective used to describe the country. We use a hyphen to connect the word English with speaking to show that it is one adjective or one idea. This adjective with two words joined by the hyphen is called a compound adjective. Some more examples of compound adjectives are Our office is in a twenty-storey building. A capitalized cost is recognized as part of a fixed asset, rather than being charged to expense in the period incurred. Capitalization is used when an item is expected to be consumed over a long period of time. If a cost is capitalized, it is charged to expense over time through the use of amortization for intangible assets or depreciation Can ve Could modal verb lerinden ikisi de bir kişinin bir işi yapma ihtimalinden ya da bir kişinin bir işi yapabilme yeteneğinden bahseder. Can, Could, Be able to konu anlatımı videomda, can, could, be able to arasındaki farkları tahtaya zoomlu, sınırlı Merhaba Arkadaşlar ; Kırık Profesör kanalı ile İngilizce'yi daha anlaşılır kılarak sizlerle buluşturuyorum . Yeni istek ve fikirlerinizi Nov 25, 2020 Can kipi, şimdiki zamandan yani present tense içeren cümlelerde kullanılırken; could ise geçmiş zamandan yani past tense ile kurulan tüm MUST, MAY, MIGHT, COULD zamanlara göre kullanımı - İNGİLİZCE ...Oct 6, 2016 Çünkü daha kibar bir konuşma için Can yeri Could kullanılabiliyor. Could, yetenek ve kabiliyet cümlelerinde kullanılırken geçmiş zamanı ifade Sisteme konu anlatımları gün içerisinde kaydedilip “Can / Could”a göre daha nazik bir izin bildirme ve izin isteme biçimidir. İngilizce Can Konu Anlatımı Could Able to. 2021. jún. 21. can could ve be able to, Yetenek ve beceri anlatımlarında, Rica anlamı katmak için, Diğer Modal Verbs konu anlatımlarımız için A1 & A2 Konu Anlatımları sayfamızı ziyaret ediniz. YETENEK - YETERLİLİK - KABİLİYET ANLATIMI CAN. Can Cümle Örnekleri. Can ı ve could ı konu anlatımı Can - Jun 21, 2020 You can play with Amy after you do your Present bir modaldır. Yani anlam olarak günümüzü ve geleceği CAN/BE ABLE TO KULLANIMI/KONU ANLATIMI CAN, CAN 'T AND BE ABLE TO NASIL İNGİLİZCE ÖĞRENİLİR DERS 7. 12 сентября 2020 г. 05234. Merhaba Arkadaşlar ; Kırık Profesör kanalı ile İngilizce'yi daha anlaşılır kılarak sizlerle buluşturuyorum . Yeni istek ve fikirlerinizi Nov 25, 2020 Can kipi, şimdiki zamandan yani present tense içeren cümlelerde kullanılırken; could ise geçmiş zamandan yani past tense ile kurulan tüm Apr 1, 2021 İngilizce “modal verb” lerin bir diğeri ile karşınızdayız. “Could” yardımcı fiili temel olarak “can” sözcüğünün geçmiş zamandaki halidir ▻ Can yeteneklerimizden bahsederken kullanılır. Türkçe de "-ebilmek" ekine karşılık gelmektedir. - Johnny can swim. Tony yüzebilir. - My mother can speak İngilizce Can Could May Might Konu Anlatımı Bir ifadede izin, olasılık, yetenek veya olanak söz konusu ise can, geçmiş halinde ise could kullanılır. Can - lol canlı maç sorgulamaizi izi tamam tamamyengeç boyamakiracs vault passçimtur kiralık Thy ek kilo ücretiMalkocoglu bali bey vikipediBir garip aşk 77Cille indirAdana aski borç ögrenmeEuphoria 1. sezon 3. bölüm türkçe altyazılı izleLitdum İngilizce izin isteme ve izin verme cümlelerimizde Can, May, Could, be allowed to, Let + someone, Could was/were allowed to, Allow permit, Let gibi yapıları allowed to, izin verilmek anlamında kullanılabilir. Can anlamında are allowed to play in the front garden. Ön bahçede top oynayabilirsinizYou are allowed to use a calculator during the exam. Sınav sırasında hesap makinası kullanabilirsinizI’m not allowed to drive my dad’s arabasını kullanmama izin are not allowed to smoke in the sigara içmemize izin are not allowed to talk during the sırasında konuşmak are not allowed to enter that country without a ülkeye vizesiz giremezsin. Can - May - Could ifadeleri izin isteme için kullanılabilir. Can I use your phone? Of course you can. Telefonunuzu kullanabilir miyim? Tabiki Could I go out right now? I’m afraid you can’t. Şimdi dışarı çıkabilir miyim? Korkarım çıkamazsın. May I come in,? Yes, of course. Girebilir miyim? Tabiki İzin verirken can, may kullanılır. You can play with my toys. Benim oyuncaklarımla oynayabilirsiniz You may take photos during the trip. Gezi sırasında fotoğraf çekebilirsiniz Can - İzin isterken en sık kullanılan kip belirtecidir. Aynen”may” gibi konuşmacının ikinci ve üçüncü şahıslara bir eylemi gerçekleştirmeleri için izin verdiğini de belirtir. Ancak May kadar resmi ve kibar bir üslup değildir. You can come and see me whenever you want. Beni ne zaman istersen gelip görebilirsin. You can eat anything you like. istediğin herhangi bir şeyi yiyebilirsin. You can apply for the job up to 8 May. 8 Mayısa kadar iş için müracaat edebilirsiniz. Can’t – yasaklama- İzin isterken ya da izin verilmediğini, yasaklama yapıldığını belirtirken”can’t” kullanabiliriz. Can’t l listen to your conversation? Konuşmanızı dinleyemez miyim? Can’t join your trip? Gezinize katılamaz mıyım? You can’t borrow my car. Arabam ödünç alamazsan. You can’t sing my song in your album. Albümünde benim şarkimi söyleyemezsin. Could -izin -Can’den daha resmi ve kibar olsa da, bu yönden”may”den bir derece alttadır. You could use my car. Arabamı kullanabilirsin. You could go to whereever you want. stediğin her yere gidebilirsin. He could do whatever he wants. O ne isterse yapabilir. May not –yasaklama-Konuşmaca kendi yetkisini kullanarak bir eylemin yapılmasına izin vermiyor ve bunu yasaklıyorsa may not kullanılır. He may not ask me for money from now on. Bundan böyle benden para isteyemez. They may not come to our house one more time. Evimize bir kez daha gelemezler Resmi yasaklamalarda da “may not” ifadesiyle sıkça karşılaşılır. Passengers may not smoke in the cabin. Yolcular kabinde sigara içemezler. Yolcuların kabinde sigara içmeleri yasaktır. Let + someone + fiil yapısı izin vermek anlamında kullanılabilir. My parents let me wear make up. Anne babam benim makyaj yapmama izin verir The teacher let the students go out before the bell rang. Öğretmen öğrencilere zil çalmadan dışarı çıkarttı/çıkmalarına izin verdi Could ve was/were allowed to, geçmişteki izin anlamında kullanılabilir. When I was a kid, I could/was allowed to watch TV until late. Ben çocukken, geç vakte kadar TV seyredebiliyordum We could /were allowed to use computers last year. Geçen yıl bilgisayarları kullanabiliyorduk Geçmişteki tek bir eylem için izin verilip de yapıldığını was/were allowed to ile ifade ederiz. Olumlu ifadelerde could kullanılmaz fakat olumsuz ve sorularda iki yapı da kullanılabilir. Bu durum could ve was/were able to arasındaki fark gibidir. I was allowed to use a calculator during the exam, and I did well. Allow ve permit,Bu kelimelerin anlamları ve kullanımları birbirine benzer. Permit daha resmîdir. Her iki kelimeden sonra nesne ve mastar fiil gelir We do not allow/permit people to smoke in the kitchen. İnsanların mutfakta sigara içmesine izin vermiyoruz. Eğer cümlemizde nesne yoksa, fiilin –ing hâli kullanılırız. We do not allow/permit smoking in the kitchen. Mutfakta sigara içilmesine izin vermiyoruz. Edilgen passive yapılarla da kullanılırlar. Özne olarak kişi ya da fiilin –ing almış hâli kullanılabilir. People are not allowed/permitted to smoke in the kitchen. İnsanların mutfakta sigara içmesine izin verilmez./İnsanlar mutfakta sigara içemezler. Smoking is not allowed/permitted in the kitchen. Mutfakta sigara içilmesine izin verilmez. Edilgen yapıda it kullanılması sadece permit fiili ile mümkündür. It is not permitted to smoke in the kitchen. Mutfakta sigara içilmesine izin verilmez. Zarfçıklarla adverb particles allow kullanılır ama permit kullanılmaz. She wouldn't allow me in. Beni içeri kabul etmez. Mary isn't allowed out at night. Mary’nin geceleri dışarı çıkmasına izin verilmez. Let, bu üç kelime arasında en samimi kullanıma sahiptir. Kendisinden sonra nesne ve fiilin to almamış hâli gelir. Please allow me to buy you a drink. Size içki ısmarlamama lütfen izin verin. kibar ve resmî Let me buy you a drink. Sana bir içki ısmarlayayım. samimi ve teklifsiz Let, genellikle edilgen yapıda kullanılmaz. Onun yerine be allowed to kullanılır. I wasn't allowed to pay for the drinks. İçkilerin parasını ödememe izin verilmedi. Let, zarfçıklarla kullanılabilir. Bu durumda edilgen cümle mümkün olur. She wouldn't let me in. İçeri girmeme izin vermez. I’ve been let down. Hayal kırıklığına be allowed to konu anlatımı be allowed to be allowed to cümle örnekleri allowed to kullanımı be allowed to kullanımı Can konu anlatımı ve örnek can cümleleri aşağıda bulabilirsiniz. “can” -ebilmek anlamına gelen bir yardımcı fiildir. Fiilin şekline etki eder. Örneğin; I fly.uçarım. I can fly.uçabilirim. Gördüğünüz gibi yükleme “-ebilmek” anlamını kazandırdı. Düz cümlede “can” yardımcı fiili, cümlenin öznesinden hemen sonra yazılır. Aşağıdaki cümleleri inceleyiniz. Bu cümlelerin her birisinde özneden sonra “can” yardımcı fiili gelmiştir. – I can go.Gidebilirim. – You can find.Bulabilirsin. – She can drink water.O su içebilir. – We can play a game if you have enough time.Eğer yeterince zamanın varsa oyun oynayabiliriz. – The teacher can find you; even if you hide under the table.Masanın altına gizlensen bile öğretmen seni bulabilir. Soru cümlesinde can yardımcı fiili cümlenin en başına gelir. – Can she find me even if I hide under the table?Masanın altına saklansam bile o beni bulabilir mi? – Can you play?Oynayabilir misin? – Can you help me? Bana yardım edebilir misin? – Can you cut your own hair? Kendi saçını kesebilir misin? Can ile ilgili olumsuz cümleler Can yardımcı fiilinin kullanıldığı bir cümleyi olumsuz hale getirmek için “not” olumsuzluk ekini kullanırız. “not” ile “can” yan yana kullanılır. – He can not swim.O yüzemez. – She can not find my book.O kitabımı bulamaz. – They can not go to Germany without a bus.Onlar bir otobüs olmadan Almanya’ya gidemez. Yukarıdaki cümleleri incelediğinizde, olumlu cümlelerden tek farkının “not” olumsuzluk ekinin eklenmiş olduğunu görebilirsiniz. Öte yandan gündelik konuşmalarda ve hatta yazışmalarda kolaylık olsun diye can ve not birleştirilerek kullanılır. Bu nedenle can’t şeklinde yazılır ve okunur. Örnekler; – I can’t read a book now. Şu an bir kitap okuyamam. – Dog can’t jump over the wall.Köpek duvarın üzerinden atlayamaz. Yukarıdaki cümlelerde gördüğünüz gibi can ve not birleşerek can’t şeklinde yazılmıştır. Bu tür bir kullanımda, okunuşta da seste farklılık olur. Bu nedenle okunuşlar aşağıdaki gibidir; – can ken– can not kennat– can’t kent – I can not swim Ay kennat svim. – I can’t swim Ay kent svim. Could konu anlatımı Could, can fiilinin geçmiş zamanlı Past Tense Basit Geçmiş Zaman cümlelerinde can yerine could kullanırız. – I can read a book. Bir kitap okuyabilirim Yukarıdaki örnek cümle geniş zamanlı bir cümledir. Bu nedenden dolayı can şeklinde kullanılmıştır. – I could read a book. Bir kitap okuyabilirdim Yukarıdaki örnek cümle ise geçmiş zamanlı bir cümledir. Bu yüzden can, geçmiş zamandaki hali could kullanılmıştır. – I could not go to school today.Bugün okula gidemedim. – I could go to school today.Bugün okula gidebilirdim. – I can not go to school today.Bugün okula gidemem. – I can go to school today.Bugün okula gidebilirim. Ben bu cümleleri kurarken kısaltma yapmadım ancak siz can ve not ifadelerini birleştirip, can’t şeklinde kısaltırsanız daha pratik olur ve zaten gündelik konuşmalarda, yazışmalarda da bu şekilde kısaltılmış halde kullanılıyor. Can be able to konu anlatımı Can could be able to konu anlatımı olabildiğince net bir şekilde yapmaya çalışacağım. Çünkü bazen bu ifadelerin birbirlerine karıştırıldığını ya da net bir şekilde anlaşılmadığını fark ediyorum. Öncelikli olarak, yazının buraya kadarki olan kısmını okuduysanız zaten can ve could ifadelerinin ne zaman kullanıldığını anlamışsınızdır. Şimdi ise karşımızda yeni bir ifade var; able to. Şunu söylemek isterim ki “can” ve “able to” ikisi de aynı anlamı vermektedir. Örnekler; – I can read a book. Bir kitap okuyabilirim. – I am able to read a book. Bir kitap okuyabilirim. Yukarıdaki örnek cümleleri incelediğimizde, hem “can” hem de “able to” ile kurulmuş cümlenin aynı anlama sahip olduğunu görüyoruz. İşte bu durumda “can” ile “able to” arasındaki fark nedir, bunu soruyor olabilirsiniz. Able to > fiilin yapabilirlik derecesine vurgu yapar geçmiş ve gelecek zamanda daha çok tercih edilircan > vurgu yapmaz geniş zamanda daha çok tercih edilir Örnekler – I can listen music. Müzik dinleyebilirim.Genel olarak müzik dinleyebilirim demek isteniyor – I am able to listen music. Müzik dinleyebilirim.Yani müzik dinlemek eylemini yapabilir olduğunu vurguluyor. – She can run. O koşabilir.Genel olarak koşabilir anlamında. – She is able to run. O koşabilir.Koşma fiilini gerçekleştirebilir anlamında. Sonuç olarak; söz konusu fiilin yapılabilirliğini vurgulamak istediğimizde able to kullanabiliriz ancak geniş zamanda able to yerine can kullanımı daha çok tercih edilir. Able to kullanımı ise daha çok gelecek ve geçmiş zamanda tercih edilir. Eğer able to kullanılacaksa, able to ifadesinden sonra to be yardımcı fiilinin de kullanılması gerektiğini unutmayın.

can could be able to konu anlatımı